
Son yıllarda hızla irili ufaklı çapta kendi işini kuran kadınların, genellikle ''erkek dünyası'' olarak adlandırılan iş yaşamında güçlüklere karşın tutunma mücadelesi veriyor. Bölgede kadınların ağırlıklı olarak, lokanta, tuhafiye, kafe ve kreş gibi daha çok hizmet sektöründe faaliyet gösteriyor.
GAP-GİDEM Diyarbakır Ofis Sorumlusu Nurcan Baysal, kadın girişimciliği konusunda uzun zamandır çalışma yürütmelerine rağmen, 600 girişimci erkeğe karşılık sadece 30-40 kadının girişimci olma konusunda kendilerinden talepte bulunduğunu söyledi.
Kadın örgütleri ile birebir çalışarak kadın girişimcilere ulaşmalarına rağmen kadın girişimci sayısının istenilen düzeyde olmadığını belirten Baysal, iş kurma aşamasında kadını bir çok zorluk beklediğini kaydetti.
-''BAŞARISIZ OLMAMALIYIM''-
Baysal, kadınların pazar ve kredi mekanizmalarına ulaşmada güçlük
çektiğini, bölgedeki kültürel etkenlerin de kadınların girişimci olmalarına engel olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
''Bölgede eğitimli kadın daha kolay girişimci oluyor. İş yaşamında bir şekilde bir yerlerde çalışmış olan kadınlar, daha fazla girişimci oluyor. Kadın girişimcilerin az olması nın en önemli nedenlerden biri de erkek ve kadın arasında ciddi bir fark olmasıdır. Erkeğin zaten çocukluktan gelen usta-çırak gibi bir iş deneyimi var. Bir yandan da sermaye birikimi var. Bölge kadının da bu da yok. Erkek ve kadın eşit koşulda yarışmıyor. Bir de kadınların güçlükle kurduğu işinde başarısız olma kaygısı çok fazla. Bize gelen, kadınların çoğu (Başarısız olmamalıyım) hırsıyla işe başlıyor. Aile kadına (Gittin, kadın başına iş kurdun ve başarısız oldun, biz zaten demiştik)
mantığıyla yaklaşıyor. Bu da kadın üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. Ama erkekte bu durum yok. Başarırız olursa bir daha deniyor.''
Baysal, işini kurmak amacıyla ve danışmanlık için kendilerine başvuruda bulunan kadınların piyasa mekanizmalarını bilmediğini vurgulayarak, ''Bölge kadını genellikle hizmet sektöründe çalışıyor. Üretim sektöründeki sayı ne yazık ki çok az. Kadınların çoğu kreş, lokanta gibi yani evdeki işlere paralel işleri yapmayı tercih ediyor. Bir şekilde bildikleri işler üzerinden gitmeyi yeğliyorlar. Bir fabrika kurmak için para ve sermaye eğer kadının ailesinden kalmıyorsa bulması da çok zor. Bu nedenle kadınları üretim sektöründe görmek daha uzun yıllar alacak'' dedi.
Baysal, tüm olumsuzlara rağmen, Diyarbakır'da işini kuran kadınların diğer hemcinsleri için ciddi bir model olduğunu sözlerine ekledi.
Son yıllarda hızla irili ufaklı çapta kendi işini kuran kadınların, genellikle 'erkek dünyası'' olarak adlandırılan iş yaşamında güçlüklere karşın tutunma mücadelesi veriyor. Bölgede kadınların ağırlıklı olarak, lokanta, tuhafiye, kafe ve kreş gibi daha çok hizmet sektöründe faaliyet gösteriyor.
GAP-GİDEM Diyarbakır Ofis Sorumlusu Nurcan Baysal, kadın girişimciliği konusunda uzun zamandır çalışma yürütmelerine rağmen, 600 girişimci erkeğe karşılık sadece 30-40 kadının girişimci olma konusunda endilerinden talepte bulunduğunu söyledi.
Kadın örgütleri ile birebir çalışarak kadın girişimcilere ulaşmalarına rağmen kadın girişimci sayısının istenilen düzeyde olmadığını belirten Baysal, iş kurma aşamasında kadını bir çok zorluk beklediğini kaydetti.
-''BAŞARISIZ OLMAMALIYIM''-
Baysal, kadınların pazar ve kredi mekanizmalarına ulaşmada güçlük çektiğini, bölgedeki kültürel etkenlerin de kadınların girişimci olmalarına engel olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
''Bölgede eğitimli kadın daha kolay girişimci oluyor. İş yaşamında bir şekilde bir yerlerde çalışmış olan kadınlar, daha fazla girişimci oluyor. Kadın girişimcilerin az olmasının en önemli nedenlerden biri de erkek ve kadın arasında ciddi bir fark olmasıdır. Erkeğin zaten çocukluktan gelen usta-çırak gibi bir iş deneyimi var. Bir yandan da sermaye birikimi var. Bölge kadının da bu da yok. Erkek ve kadın eşit koşulda yarışmıyor. Bir de kadınların güçlükle kurduğu işinde başarısız olma kaygısı çok fazla. Bize gelen, kadınların çoğu (Başarısız olmamalıyım) hırsıyla işe başlıyor. Aile kadına (Gittin, kadın başına iş kurdun ve başarısız oldun, biz zaten demiştik)
mantığıyla yaklaşıyor. Bu da kadın üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. Ama erkekte bu durum yok. Başarırız olursa bir daha deniyor.''
Baysal, işini kurmak amacıyla ve danışmanlık için kendilerine başvuruda bulunan kadınların piyasa mekanizmalarını bilmediğini vurgulayarak, ''Bölge kadını genellikle hizmet sektöründe çalışıyor. Üretim sektöründeki sayı ne yazık ki çok az. Kadınların çoğu kreş, lokanta gibi yani evdeki işlere paralel işleri yapmayı tercih ediyor. Bir şekilde bildikleri işler üzerinden gitmeyi yeğliyorlar. Bir fabrika kurmak için para ve sermaye eğer kadının ailesinden kalmıyorsa bulması da çok zor. Bu nedenle kadınları üretim sektöründe görmek daha uzun yıllar alacak'' dedi.
Baysal, tüm olumsuzlara rağmen, Diyarbakır'da işini kuran kadınların diğer hemcinsleri için ciddi bir model olduğunu sözlerine ekledi.
Kategori : GÜNCEL